4 Aralık 2010 Cumartesi

Rus

Babam sela okuyordu..Yeni uyanmıştım, gece yarısı kapı çaldığını duymuştum ama muhtemelen beni uyandıracak kadar ciddi bi mevzu yoktu ya da ben bu mevzu için yeterince ciddi bi adam değildim, neyse sonuç olarak bütün gece bana dokunan olmamıştı. Gün cuma da olmadığına göre gece gelenlerin cenaze ilanı getirdiğini tahmin etmek şanımı yürütmeye yetecek bi ayrıntı değildi.


Kalktım, güneş eve yeni ulaşmıştı, beton duvarlar, toprak, hatta evin yakınında bıkkın bıkkın akan ırmağın dahi yeni yeni ısındığını hissedebiliyordum. Annem kahvaltıda kuymak yapmış olmalıydı yoksa mısır unu kokusunu beynim mideme başka türlü açıklayamazdı.
(..ama bu anlattıklarımın konu ile hiç alakası yok, derdim rus edebiyatını size tanıtmak felan da değil.. Mujik nedir bilmesek de yazacak kadar rus edebiyatı birikimimiz var amk! şeklinde bi arkadaşa msj veriyorum sadece.!

Demem o ki beyler; babanız imamsa eğer, her sabah ölüme uyanabilirsiniz, her gece yarısı gelmelerinde ölüm gelmiş olabilir, ölüm unutulacak kadar uzakta değildir asla..ta ki zaman geçer, ölüme alışırsınız, bi mevzu olmaktan çıkar ölüm ama hüzün asla dağılmaz, kaybolmaz her selada kaldığı yerden devam eder.. gelir sabahı burar, tadını kaçırır, susturur, düşündürür.. ölüm bile sıradanlaşır ama hüzün bakidir beyler.


1 yorum:

  1. otel listesi felan bekliors adamın yazdıgına bak.. ;)
    bilmiorm o duyguyu..en ölmesi gerekn adamın ölmesi bile dokunuo bana..
    fakat ölüm sadece imam cocuklarına deil,cendere izleyene de sıradan gelir be..

    YanıtlaSil